Rahim Filmi HSG Çekimi


  • HSG, histerosalpingografi kelimesinin kısaltmasıdır. Rahim ve tüp filmi anlamına gelir. Genel olarak kısaca “rahim Filmi hsg” olarak bilinir. Rahimde ve tüplerde gebe kalmayı engelleyebilecek bir problemin olup olmadığını teşhis edebilmek için çekilen ilaçlı röntgen filmidir.

    Rahim Filmi HSG Neden İstenebilir?

    HSG, genellikle beklenen süre içinde gebe kalamayan kadınlardan istenir. Bu süre 35 yaşın altındaki kadınlarda 1 sene, 35-40 yaş arasında 6 ay – 1 sene arasıdır. 40 Yaşın üzerinde çocuk yapmaya karar veren kadınların beklemeden rahim filmi HSG çektirmesi tavsiye edilir. Böylece, olası vakit kayıplarını önlemek ve doğurganlık yaşı daha fazla ilerlemeden gereken tedavileri yaptırmak mümkün olur.

    HSG doktorlar tarafından gittikçe artan bir oranda talep edilmektedir. Çünkü son yıllarda teknolojik gelişmeler sayesinde HSG çektirmek daha maliyetsiz ve ulaşılabilir hale gelmiştir.

    Rahim Filmi HSG Çekiminde Aranan Özellikler (aranan özellikler diyor ancak bir özellik belirtilmemiş)

    Rahim Filmi HSG neredeyse 100 yıldır bilinen ve yapılan bir incelemedir. Eski cihaz ve tekniklerle yapıldığında oldukça ağrılı ve zor olabildiğinden kötü bir şöhrete sahiptir. Hâlbuki gelişen teknoloji bize, zamandan tasarruf ederek, ağrı duyulmayacak bir şekilde HSG çekebilmemizi sağlıyor.

    Kadınlar, kendilerinden HSG istendiğinde o kadar korkuyorlar ki, bazen aylarca bu filmi çektirmekten kaçıyorlar ve sürekli erteliyorlar.

    Rahim boşluğu ve tüpler kişinin yapısına göre uygun ve değişik açılardan görüntülenmelidir. Rahmin uygun pozisyonda görüntülenebilmesi için C kollu röntgen cihazı ile çekilmesi gerekir. Tüplerin tıkalı çıktığı ancak açılmasının mümkün görüldüğü durumlarda, incelemeye tüp açma işlemi selektif salpingografi ile devam edilebilmelidir. Sonomed Tıbbi Görüntüleme Merkezi’nde C kollu röntgen cihazı bulunmakta ve tüp açma işlemi gerçekleştirilebilmektedir.

    Kullanılan Son Yöntemler Nelerdir?

    C Kollu röntgen cihazı, rahime poz verdirmek için çengel takmayı gereksiz hale getirmektedir. Dolayısıyla, rahme çengel takmanın sebep olabileceği ağrılar, şiddetli rahim kası krampları ve bu krampların yol açabileceği bazı yanlış sonuçlar da ortadan kalkmaktadır.

    Rahmin ve tüplerin içerisini ilaçla doldurabilmek için yumuşak, ince, özel kateterler kullanılmaktadır.

    Kas krampları, tıkaçlar ve küçük yapışıklıklar nedeniyle tıkalı çıkan tüplerin, HSG sırasında açılabilmesi için doğrudan içine ilaç verilerek selektif salpingografi tekniğinin kullanılması gerekir. Bu teknikle klasik rahim filmi incelemesinde tıkalı çıkan tüplerin neredeyse %70-80’ini açabiliyoruz. Rahim filmi çekildiği sırada, tüp tıkalı çıktığında, aynı seansta tüp açma kateteri yerleştirilerek selektif salpingografi yapılması uygun bir tekniktir. Sadece birkaç dakikada gerçekleştirilir.

    Tüpün açık olduğunu göstermek hem hastanın psikolojisi açısından önemlidir hem de basit bir sebep yüzünden laparoskopi ameliyatı olmaktan kurtulmayı sağlar. Ayrıca çok önemli olarak, başlangıçtan itibaren tıkalı çıkan bir tüpün içinde sıvı birikmesi varsa, selektif salpingografi ile bunu da tespit etmek ve tüp bebek tedavisi öncesinde bertaraf edilebilmesi şansını yakalamak mümkün olmaktadır.

    Rahim Filmi HSG Çekiminde Artık Ağrı Duyulmuyor Mu?

    Gelişen teknoloji ve buna uygun teknikler kullanıldığında HSG çekiminde genellikle ağrı duyulmaz. 1-2 dakika süren bir kadın-doğum muayenesine benzer. Bu nedenle, özel durumlar dışında, ne anesteziye ne de ağrı kesici ilaçlar kullanmaya gerek kalmaz. Bazen adet sancısına benzer kısa ve geçici ağrılar meydana gelebilmekle birlikte şiddetli ağrılar meydana gelmez.

    RAHİM FİLMİ ÇEKİLMESİ GEBELİK İHTİMALİNİ ARTIRIYOR MU?

    Rahim filmin çekilmesini takip eden birkaç ay boyunca kendiliğinden gebelik ihtimali belirgin derecede artmaktadır. Pek çok hastamız filmin çekildiği ay veya film çekimini takip eden 4 ay içinde gebe kalmaktadır.

    TÜP BEBEK TEDAVİSİ ÖNCESİNDE HSG ÇEKİLMESİNİN AVANTAJLARI NELERDİR?

    Tüp bebek tedavisi öncesinde mutlaka rahim filmi çekilmelidir. Tüp bebek tedavisi yapılacak kişilerde tüplerin açık olup olmamasının bir önemi olmayacağı düşüncesi çok yanlıştır. Rahim tüplerindeki bazı problemler tüp bebeğin tutmasını engelleyebilmektedir. Bu problemler ultrasonografi ile her zaman görülmeyebilir. MR bu konuda hem yetersiz hem de pahalı bir alternatiftir. Tüp bebek başarı ihtimalini belirgin derecede düşürebilen bu rahim tüpü problemleri en iyi ve en doğru olarak rahim filmi HSG ile ortaya çıkarılabilmektedir. Örneğin tüplerin içinde sıvı birikmesi tespit edilirse, tüp bebek uzmanı, embriyo üzerinde toksik etkisi olan bu sıvının rahime ulaşmasını engellemek üzere gerekli müdahaleyi yapacak, daha sonra embriyo transferi aşamasına geçecektir.

    RAHİM FİLMİ HSG NASIL ÇEKİLİYOR?

    HSG aslında bir röntgen filmidir. Bilindiği gibi röntgen filmlerinde kemikler görülebilir. Kaslar ve iç organlar ise ya görünmez ya da silik siluetler şeklinde belirir. Büyük çapta kaslardan yapılı olan rahim ve rahim tüpleri, düz röntgen filmlerinde görülemez. Ancak içerisindeki boşluklar röntgen ışınlarını geçirmeyen iyotlu sıvı ile doldurulduğunda bu boşluk ve kanallar röntgen filmlerinde görülebilir hale gelir. HSG, rahim ve tüplerin içerisi iyotlu sıvı ile doldurulurken röntgen filmleri çekmek suretiyle yapılmaktadır. HSG ile rahim kasları değil rahim boşluğu ve rahim tüplerinin içi görülebilmektedir.

    HSG İLE HANGİ HASTALIKLAR TEŞHİŞ EDİLEBİLİR?

    Doğuştan rahim anomalileri, rahim boşluğu içerisine doğru büyüyen myomlar, rahim içinde yer alan polip denen etsi çıkıntılar HSG ile tespit edilebilmektedir. Düşük, kürtaj, histeroskopi ve diğer rahim ameliyatlarından sonra rahim boşluğunda meydana gelebilen rahim duvar yapışmaları HSG ile net olarak teşhis edilebilmektedir.

    Kornual kateterizasyon (Selektif salpingografi) olanağının da mevcut olduğu HSG incelemesiyle rahim tüplerinin açık olup olmadığı laparoskopi kadar doğru ve güvenilir şekilde tespit edilebilmektedir. Yaklaşık 10-12 cm uzunluğundaki rahim tüplerinde bir tıkanıklık varsa, HSG, tıkanıklığın rahimden uzaklığını da tespit edebilmektedir. Bu çok önemlidir çünkü tüpün ortası veya rahime uzak olan bir yerindeki tıkanıklık, tüp içinde üretilen sıvının rahim boşluğuna akması nedeniyle sağlam olan diğer tüpten gebe kalmayı veya tüp bebeğin tutmasını engellemektedir.

    Son olarak HSG yumurtalıkların ve tüpün çevresindeki karın boşluğunun durumu hakkında da fikir edinebilmemizi sağlamaktadır. Karın ameliyatları, karın zarı enfeksiyonları, çikolata kistleri gibi pek çok durumda meydana gelebilen karın içi yapışıklıklar, tüpler açık olsa bile, yumurtalıktan çıkan yumurtanın tüpün ağzına ulaşmasını zorlaştırıyor veya engelliyor olabilir.

    HSG bütün bunları 1-2 dakika içerisinde tespit edebilmemizi sağlayan, basit, kolay, çok faydalı ve görece uygun maliyetli bir inceleme haline gelmiştir. Artık ne hastaların ve de HSG önerecek kadın doğum uzmanı hekimlerin bundan kaçmaları veya kaçınmalarını haklı kılabilecek bir durum kalmamıştır.

    HSG ÇEKİMİNDEN ÖNCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?

    HSG çekimi öncesinde özel bir hazırlık gerekmez. Eskiden inceleme öncesinde ağrı kesici spazm giderici ilaç veya fitiller önerilirdi. Artık yeni teknikler sayesinde bunlara gerek kalmamıştır. İnceleme öncesindeki gün içinde banyo yapmak hijyen açısından faydalı olur.

    HSG SONRASINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?

    Yeni tekniklerle yapılan HSG çekimi sonrasında istirahate gerek yoktur. İşe veya sosyal programa devam edilir. Araç kullanılabilir. Doktorunuz aksi bir uyarıda bulunmadıysa korunmasız ilişki serbesttir.  Bazı risk gruplarında birkaç gün sürecek koruyucu antibiyotik önerilmektedir. Hangi hastaya antibiyotik kullanılması gerektiğine kadın doğum uzmanı veya HSG çeken radyoloji uzmanı karar verir.

    HSG ÇEKİMİ SIRASINDA KENDİNİ KASANLARIN SONUÇLARI YANLIŞ MI ÇIKAR?

    Rahim kasları, kalp kası gibi, barsak kası gibi istemsiz kaslardır. Rahim kasları kol bacak kasları gibi istemli bir şekilde kasılamaz.  Kendi kendine çalışan bağımsız kasılma mekanizmalarına sahiptir. Bu nedenle hastalar, korku ve endişeyle kolunu, bacağını, çenesini kasmak suretiyle rahim filminin yanlış çıkmasına sebep olamazlar.

    HSG ÇEKİMİNDE TÜPÜ TIKALI OLANLARIN CANI YANAR MI?

    Tüpler tıkalı da olsa, açık da olsa yeni teknikler ve C kollu röntgen cıhazı kullanılarak yapılan çekimlerde şiddetli ağrılar asla meydana gelmez. Eski teknikte tüp kısmen tıkalı olduğunda ilacı yüksek basınç ile vermek gerekir ve bu nedenle şiddetli ağrılar meydana gelebilirdi. Selektif salpingografi sayesinde artık buna gerek kalmadı. Çünkü kateter ile doğrudan tüpün içine ulaşarak ilaç vermek rahimde gerginliğe sebep olmadığından ağrı da meydana getirmemektedir.

    BÜTÜN TIKALI TÜPLER SELEKTİF SALPİNGOGRAFİ İLE AÇILABİLİR Mİ?

    HSG sırasında tıkalı çıkan tüplerin, incelemenin devamında selektif salpingografi ile açılması olasılığının olup olmadığına radyoloji uzmanı karar verir. Eğer tüpler temelli tıkalıysa ve açılması olasılığı yoksa inceleme sonlandırılır. Eski HSG filmlerini değerlendiren veya çekim sırasında görüntüleri ekrandan izleyen radyoloji uzmanı, gördüğü bulguları yorumlayacak ve selektif salpingografinin faydalı olup olamayacağına karar verecektir.

    Temelli tıkalı, cerrrahi olarak bağlanmış veya içerisinde sıvı birikimi olduğu anlaşılmış tüplere tüp açma işlemi selektif salpingografi yapılmaz.

    HSG SIRASINDA KULLANILAN RADYASYON NE KADAR ZARARLI?

    HSG çekimi bir röntgen incelemesidir ve bir elektromanyetik dalga olan X ışınları kullanılmaktadır. X ışınları dokulardan geçerken bir miktar iyonizasyona yol açmaktadır. Bu nedenle sınırı ölçülerde kullanılması gerekir. Yeni nesil röntgen cihazları dijital fotoğraf makineleri gibi dedektörler ile çalışır. Nasıl ki gelişmiş dijital fotoğraf makineleri karanlık ortamlarda bile net resimler çekebilmektedir, aynı şekilde gelişmiş röntgen cihazları da çok az miktarda X ışını ile çok net röntgen filmleri çekebilmektedir. Bu nedenle yeni nesil gelişmiş röntgen cihazları ile yapılan HSG incelemesinde eskiye nazaran onlarca kat düşük radyasyon söz konusudur. Bu durum sadece hastalar için değil, hastanın yanı başında bu incelemeyi gerçekleştiren ve her hasta ile birlikte bir miktar radyasyona maruz kalan doktor ve diğer sağlık personeli için de çok önemlidir.